hiç olmazsa
Смотреть что такое "hiç olmazsa" в других словарях:
hiç değilse (veya olmazsa) — 1) önemli olmasa bile, başka bir şey olmasa bile Bu mahluk hiç değilse hep aynı noktada dönüp dolaştığının farkında değil. Y. K. Karaosmanoğlu 2) en az Hiç değilse şu avuç içi kadar havuza bir fıskiye koysalarmış ya... T. Buğra 3) bari İnsan hiç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bari — zf., Far. bārī 1) Hiç olmazsa, hiç değilse, o hâlde, öyleyse Hepsini at bir yana / Bari o günlerin bana / Şiirini söyle tatlı su. M. S. Sutüven 2) ünl. Keşke Bari bir tatlı dili olsa... R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
en aşağı — zf. Hiç olmazsa, hiç değilse … Çağatay Osmanlı Sözlük
aşkınlık — is., ğı Aşkın olma durumu Cinsel aşkınlığa hiç olmazsa kâğıt üstünde yaklaşabiliyoruz. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
birinci — sf. 1) Bir sayısının sıra sıfatı 2) is. Zaman, yer, sıra bakımından başkalarından önce gelen kimse, şey Birincisi ne kadar mağrur ise öbürü o kadar yılışık. Y. Z. Ortaç 3) is. Sırada, önem sırasında en üstün olan kimse Sınıfın birincisi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bozuk — 1. sf., ğu 1) Bozulmuş olan Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu. T. Buğra 2) Görevini yapamaz duruma gelmiş (organ) Ağzındaki birkaç bozuk dişten şüphe ettim. R. N. Güntekin 3) is. Madenî para, bozuk para Hiç olmazsa birkaç… … Çağatay Osmanlı Sözlük
değerli — sf. Değeri olan veya değeri yüksek olan, kıymetli Hiç olmazsa susmanın ne kadar değerli olduğunu anlamışlardır. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler değerli kâğıt eş değerli … Çağatay Osmanlı Sözlük
efendilik — is., ği Efendi olma durumu, efendiye yakışır davranış Hiç olmazsa beş on gün ananın yanında kalırsan efendiliğini mi kaybedersin? Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler başefendilik beyefendilik hanımefendilik … Çağatay Osmanlı Sözlük
el ulağı — is. Yardımcı, yamak Konaktayken hiç olmazsa el ulakları vardı. H. R. Gürpınar … Çağatay Osmanlı Sözlük
en azından — zf. En azı ile, hiç olmazsa Park, benzersizliği ve en azından ilk oluşuyla kasabalılara övünç vereceğe benzemektedir. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırkacı — is. 1) Parti üyesi 2) Bir partiye çok bağlı olan, partici Hiç olmazsa önde gelen fırkacıların tansiyonunu düşürmeyi de ümit etmişti. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük